Hızır Çakırbeyli mallarının çalınmasının karşılığını anında vermiş, yüzleşmek istediği asıl düşmanlarını ortaya çıkarabilmek adına piyonunu öldürmüştür. Bu eylemiyle çok geçmeden amacına ulaşır ve Mossad’ın en etkin taşeronlarından biri olan Muzi ile karşı karşıya gelir. Hızır’ın bu hamlesini doğru bulmayan Ünal ve Davut, sokakların savaş alanına döneceğinden endişe duyarlar. Alparslan ile görüşen gizli istihbarat da Çakırbeylilerin Mossad’ın radarına girdiğini söyleyerek bu endişelerin yerinde olduğunu kanıtlar. Nitekim uyarılarda bulunan herkes haklı çıkar. Muzi yüzünü gösterir göstermez, Çakırbeylilerin koruyucusu olan Alparslan’ı hedefe koyar.
İzzet de Hızır’ın dostlarını, yeni ortaklıklar sunarak yanına çekmeye çalışmaktadır. İlk sapakta Tufan’ın dostlarını satacağını düşünen Tipi, olası düşmanlıkları bir an önce engelleme taraftarıdır. Her ne kadar bu fikrini dile getirse de Hızır onu ciddiye almaz. Diğer tarafta Muzi ile anlaşmak üzere masaya oturan Tufan’ın ise Tipi’nin bilmediği planları vardır.
