Ünal Kaplan’ın Hızır Çakırbeyli’ye oynadığı oyun güçler savaşındaki ateşi harlamıştır. Bunun üstüne bir de devlet ajanı olmakla suçlanan Hızır’ın koltuğu sallantıdadır. Yakın dostu bildiği Selim bile arkasından türlü türlü oyunlar çevirir.
Masadakilerin de yönlendirmesiyle Çakır zor bir göreve istemeye istemeye sürüklenir. Ya masanın kurallarına uyup gereğini yapacak ya da başkaldırıp en büyük olma yolunda ilk adımını atacaktır.
İş hayatında bunlar yaşanırken Çakır’ın özel hayatı da iyice çıkmaza doğru yol alır. Sorunların biri bitmeden biri ortaya çıkar…Çocuğunu doğurma konusunda eskisinden daha kararlı bir sevgili.. Babanın izinden giden problemli bir erkek evlat.. Geleceğin düşmanıyla hısım akraba olma yolunda ilerleyen yeğen..Tüm bunların içinde ailesine sahip çıkmaya çalışan, ne yaşarsa yaşasın kocasını sevmekten asla vazgeçemeyen bir eş…
Çakır artık kime güvenecek..Başındaki bunca sorunla nasıl başa çıkacak.. Tercihleri onu hangi sonuçlarla karşı karşıya getirecektir…